Merhabalar, tarafımdan unutulmaya yüz tutmuş bu sevgili, işlevi sorgulanmaya gayet açık bloğuma bir çeviri çalışması ile devam edeyim dedim. Bir arkadaşım paylaşmış facebook’ta bu linki bende tıkladım ve ahanda ben bunu çevireyim vatana millete, genç, bu işle uğraşmak isteyen arkadaşlara, dostlara bir katkım olabilirse ne mutlu bana dedim. Çevirim devam ediyor. Giriş kısmını çevirdim yazının. Kaynak link burada “Mastering with Ozone” diye bir şey. Güzel güzel yazmışlar bildiklerini saklamamışlar. Tabi geline yemek tarifi veren kaynana misali belli püf noktaları hasır altı etmişlerse onu bilemem. Yazı da illa çevrim ve anlatım hataları vardır. Özünü alın.
http://downloads.izotope.com/guides/iZotopeMasteringGuide_MasteringWithOzone.pdf
Buyrun başlayalım;
Giriş
Mastering genellikle anlaşılmaz
bir sanat türü olarak görülür. Bu kılavuz sır perdesini aralıyor – sadece mastering’in ne olduğunu açıklamıyor ayrıca kişinin nasıl
bir mastering mühendisi gibi hareket ederek mastering alanındaki altın hedeflere ulaşabileceğini
açıklıyor. Peki altın hedef nedir? Çok basit: bir ses
kaydını daha iyi duyurmaya çalışarak sunum için hazırlamak. Elimize gelen ses
kaydını elimizden çıkardığımızda daha iyi duyuluyor olmalıdır.
Her şey mix’le başlıyor
İyi bir kayıt olduğunu düşündüğünüz mix
ile işiniz bitti. Çalım güzel, kayıt temiz, mix yerli
yerinde. Ses dosyasının programdan bir çıktısını aldınız ya da CD’ye çektiniz
ve müzik oynatıcınıza gururlar parçayı koyup play
tuşuna bastınız. Fakat parçayı profesyonel kayda sahip favori sanatçınızın
ardından açtığınızda tanımlayamadığınız bir eksiklikle karşılaşıyorsunuz kaydı
engelleyen bir “x faktör” var. Kaydımla ilgili yanlışlık nedir?
Genel problemleri
tanımlayalım
-Geniş duyulmuyor ve sesi yeteri kadar yüksek değil. Açmak
ya da en yüksek seviyede mixing down
yapmak problemi çözmüyor. Evet, ses daha yüksek çıkmaya başlıyor fakat gerekli
etki veya temizlik kayda eklenmiyor.
-Cansız duyuluyor. Diğer örnek aldığım kayıtlar sıcak, derin
aynı zamanda parlak ve genişler. Yüksek frekanslarda EQ’yu
boost etmeye çalışıyorsunuz fakat nafile şimdi de
sesler kaba ve gürültülü geliyor.
-Vokaller ve enstrumanlar ince ve
zayıf duyuluyorlar. Favori parçanızın sahip olduğu doygunluk sizin parçanızda
yok. Bir compressor
ekleyip üzerindeki ayarlar oynuyorsunuz… Şimdi de bütün mix’in
sesi sıkışmış, ezilmiş şekilde duyuluyor. Vokalin sesi yüksek olabilir fakat
ziller dinamik değiller. Cansız duyuluyor.
-Bas punchy değil, güçlü
duyulmuyor. Alçak frekansları boost ediyorsunuz fakat şimdi daha yüksek fakat bulanık,
çamur gibi duyuluyorlar. Güçlü değiller.
-Mix’teki bütün enstrumanları duyabiliyorsunuz, stereo halde hepsi olması
gereken yerde duruyor fakat genel hale bakıldığında bir yanlışlık var. -------
-Parça içindeki belli tracklere reverb koydunuz. Fakat reverbler
farklı boşluklarda ayrı tellerden tınlıyormuş gibi duyuluyor. Diğer
CD’lerinizde bu tarz boşluklar birbirine bağlı şekilde duyuluyor. Bir odanın
içinde diğer bir oda varmış gibi değil. Bütün mix
boyunca süregelen bir ferahlık var.
Şimdi ne yapacağım?
Mastering kaydı bir üst seviyeye
çeken süreçtir. (Pratikte genel olarak bu şekilde sonuç alınır). Yukarıda
belirttiğimiz sorunlar üzerine çalışan bir süreç olarak tanımlanabilir. Mastering’den beklememeniz gereken şey
sahip olduğunuz kaydın sound’unu yeniden üretmesidir.
Mastering iyi bir mix’in ya
da iyi bir aranjenin yerine geçmez. Yüksek sesli kayıtlar iyi yazım/aranje/mix VE mastering’in sonucu ortaya
çıkarlar. Bu unsurlar kaydı en başından sonuna beraberce yüksek sesli ve iyi
hale getirirler en sonunda bir sihirli değnek yardımıyla değil. Bir şekilde mix işinde en iyi eforunuzu temsil eden bir seviyeye
ulaştığınızda, gurur duyabileceğiniz bir işe sahip olduğunuzda artık mastering’i yoklamanın soundunuza
bu işlemin neler katabileceğini düşünmenin zamanı gelmiş demektir.
Bir gecede Bob Ludwig
olmayacaksınız elbette. (bakınız; www.gatewaymastering.com)
fakat master’ı yapılmış parçanızla uğraşırken çok
çarpıcı sonuçlara ulaşmanız mümkün.
Sonuç olarak doğru cevaplar yok, yanlış cevaplar yok, hızlı
ve zor cevaplar yok. Ne var ki, mastering ve audio production dallarında
tecrübelerinizle değer kazanan bazı temel prensipler var.
Mastering nedir?
Mastering’in bir
çok tanımı olmasına rağmen biz bu kılavuzda onu “bir mix’i
devralma ve dağıtım için hazırlama süreci” şeklinde alıp inceleyeceğiz. Genel
anlamda bu durum aşağıdaki adımları ve hedefleri içerir.
Kaydın sesi
Bu adımın hedefi iyi bir mix’i
(genellikle stereo formatta) alıp ona son dokunuşları yapmaktır. Bu adım seviye
ayarlarını ve mix’in genel duyumunu da içerebilir.
Bunu iyi duyulan bir mix ve profesyonel duyulan bir master arasında ki fark olarak düşünebiliriz. Ayrıca
zorunlu durumlarda bu adım broad equalization,
compression, limiting vs.
eklemeleri içerebilir. Aslında bu süreç CD replication
ve LP dünyasında genellikle “premastering” olarak
geçer. Fakat burada basitleştirmek için mastering
diyoruz.
Albüm boyunca tutarlılık
Tutarlılık albümdeki her bir parça ile ilgili dikkate
alınması gereken bir husustur. Albüm içersinde peş peşe çalan parçalar
birbirleriyle denge açısından uyumlu olmak durumundadırlar. Sesler uyumlu mu? Seviyeler uyuşuyor mu?
Albümde ki parçalar ortak bir karaktere sahip mi? En azından dinleyiciyi volume dengesi yapmak zorunda bırakmayacak şekilde eşit
seviyedeler mi?
Bu adım genel olarak bir önceki adımı içerir. Ek olarak
önemli olan her bir şarkının sıralı şekilde nasıl duyulduğu, birbirleri ile
ilişkilerinin nasıl olduğudur. Bu bir parça için bir preset
hazırlayıp bunu bütün parçalarda kullanarak tutarlı bir sound
yakalayacağınız anlamına gelmez. Buradaki hedef farklı karakterlerdeki
parçaların aralarını bulabilmek ve onlara ortak bir karakter yaratabilmektir.
Sunum için hazırlık
En son adım parçayı, parçaların sıralarını download, üretim ya da cd basımı
için hazırlamaktır. Bu adımda uygulanacak yöntem tercih edilen sunum formatı
ile ilişkilidir. Eğer sunum CD
formatında olacaksa parçalar resampling ve/veya dithering yolu ile 16 bit/44.1 kHz
‘ye çevrilebilir, parçaların index’leri, track gaps, pq
codes ve diğer spesifik CD
işaretleri ayarlanır. Eğer sunum web tabanlı olacaksa parçaların ayarlarını mp3
ya da AAC’ye çevrilecek şekilde yapabilirsiniz ya da
parçayı yüksek çözünürlüklü şekilde sunabilirsiniz. Bunun yanında ilgili parça
bilgisini dosyaya eklemelisiniz.
Mastering yaklaşımları
Konu mastering olunca üç farklı
yaklaşım şeklinden söz edebiliriz. Bu üç metoda kişilik kazandıralım ve onları bayan
onarıcı (Ms. Fix-it) bay iyileştirici (Mr. Make-it-better) ve bayan işin özü (Ms.
Nuts-and-bolts) olarak analım.
Bayan onarıcı (Ms. Fix-it)
Bayan onarıcı kayıttaki problemleri fark edebilen kimsedir.
Çok fazla bas, çok fazla tiz, çok fazla dinamik alan… Problem her neyse bu kişi
üzerinde çalışır, dengelemesi gereken unsurları dengeler ve seslerin daha iyi
duyulmasını sağlar. Aslında bu işlem sonrasında sesler büyük ihtimalle
mühendisin mix stüdyosunda duyduğu gibi tınlamaya
başlayacaktır.
Bay iyileştirici (Mr. Make-it-better)
Bu eldeki işe nasıl biraz daha tat katılacağını bilenlerin
işi. Parlasın, gürül olsun ya da çok derin, geniş bir sound
olsun fark etmez. Bay iyileştirici iyi bir mix’i daha
iyi bir konuma koyabilir.
Bayan işin özü (Ms. Nuts-and-bolts)
Bu kişi tam bir inek. Seksi hileler
yok ya da bu kız bir süper kahraman peleriniyle de gezmiyor. Bayan işin özü işlerin doğru gittiğinden ve
işlemlerin doğru yapıldığından emin olan kimsedir. Onun gözlemi altındaki master’lar teknik hataya maruz kalmadan oluşurlar. Bu kız
gayet pratiktir, mümkün olan en iyi sonuca en kestirme yoldan ulaşır.
Şöyle ki, her mastering mühendisi
bu üç karakteri de içinde barındırır ve ne zaman hangi karakteri ile hareket
etmesi gerektiğini bilir.
Mastering’in Temelleri
Mixing vs. Mastering
Mixing ve mastering
işlemlerini tek bir adım içerisinde yapmamanız gerektiği konusunda sizi önemle
uyarıyoruz. Yani farklı track’ler içeren bir projeyi simultane bir şekilde mixlerken
bir de üzerine master yapmaya çalışma durumundan
bahsediyoruz. İkisini bir arada yapmaya
çalıştığınızda mix, master,
aranje ve hatta kayıt işlemlerini de karışık bir şekilde aynı pota içinde
eritmeye çalışacaksınız. Kayıt/mix/master durumlarının birbirlerinden ayrılması hususu çok
önemlidir. Mastering
yaparken hedefiniz “bu synth’e şöyle bir patch eklersem nasıl duyulur acaba?” diye düşünmek değil mix’in genel sound’unu
geliştirmektir. Eğer karışık bir
aranjede yalnızca bir enstrumanın sesi üzerine çok
yoğunlaşırsanız bütün mix’i boşlayıp yalnızca o enstrumanın sesini geliştirmiş olursunuz ve genele
baktığınızda mix’in içindeki diğer dinamikler bu
değişimden olumsuz etkilenirler. İstediğiniz mix’i elde
edin. Bir stereo dosyası olarak mix down edin ve son adım olarak ayrı bir şekilde master edin.
Mastering’in temel parçalarından
biri de başkalarının işlerini master ederek pratik
yapmaktır. Size geniş ölçüde denge, ton ve dinamik alan dinleyip pratik etme
imkanı verir. Her mühendisin, producer’ın bu etmenler
hakkında kendi edinimleri vardır.
Olabildiğince açık ve net bir şekilde konuşabilmek için bir mastering mühendisinin görevi mühendisin ve producer’ın (en nihayetinde sanatçının) vizyonunu
anlayabilmektir. Biraz tecrübe sahibi olduğunuzda onlardan yararlanarak parça
üzerinde ne tarz dokunuşların gerekli ne tarz dokunuşların gereksiz olduğunu kestirebilir,
üzerinde uğraştığınız sound’un evrimleşme sürecine
daha objektif bir kulak yardımı ile katkıda bulunabilirsiniz. Ne var ki, çok
kıymetli, tecrübeli mühendisler bile master işini
yeni, farklı, yorulmamış kulakların, farklı bakış açısının avantajlarından
yararlanmak için dışarıdan bir başkasının yürütmesini isterler.
Mastering efektleri
Mastering yaparken tipik olarak
sınırlı sayıda spesifik prosesörle
çalışırsınız.
Compressor’ler, limiter’lar ve expander’lar:
Bunlar bir mix’in dinamiğini ayarlamak için
kullanılırlar. Spesifik frekansların ya da enstrumanların
(bas kontrolü, de-essing vokal gibi) dinamiklerinin
dengelenmesi için multi band
dynamic processor’a ihtiyaç
duyulabilir. Açıklamak gerekirse Single band compressor mix’in sahip olduğu frekansların range’i
üzerinde değişiklik yapılmasını sağlar.
Equalizer’lar:
Tonal dengenin şekillendirilmesinde kullanılırlar.
Reverb:Mix’in genel sound’u üzerine derinlik sağlaması açısından eklenebilir.
Ayrıca, reverb mix’in
içerdiği tracklerden birinin üzerine de eklenebilir.
Stereo Imaging:
Ses alanının genişliği ve canlılığı üzerinde ayar yapmak için kullanılabilir.
Harmonic exciters: Mix’e edge ya da parlaklık ekleyebilir.
Limiters/Maximizers: Peak’leri
engelleyerek genel ses seviyesini arttırabilirler.
Dither:
Higher word lenght kayıtları (e.g. 24 or 32
bit) lower bit depth
kayıtlara (e.g. 16 bit for CD) çevirme olanağı sunar
bunu yaparken dynamic range’i
korur ve distorsiyonu minimize eder.
Bütün bu efektler arasında kalıp
nereden başlıyacağınızı sorguluyor olabilirsiniz.
Öncelikle şunu iyi bilin bütün bu efektlere sahip
olduğunuz için hepsini kullanmak zorunda değilsiniz. Yalnızca ihtiyacınız kadar
kullanın. Açıkça, mastering yaparken bu efektlerin hangisinin kullanılıp kullanılmayacağı konusunda
kesin ve tek bir doğru yok, deneysel takılmaktan kaçınmayın.
Benim tercih ettiğim sıralama genellikle;
1. Equalizer
2.
Dynamics
3.
Post equalizer
4. (Harmonic exciter)
5.
(Stereo imaging)
6.
(Reverb)
7.
Loudness maximizer
Daha az kullanılan prosesörler
parantez içine alınmıştır.
İPUCU: Eğer
yukarıdaki işlem hakkında altın kural olmaya yaklaşmış bir durum varsa o da
şudur; Loudness Maximizer
ve Dither yukarıdaki zincirin en sonunda
konumlandırılmalıdırlar.
Ellerine sağlık. Çok fazla kişi nasiplenecek güzel olacak. Adını altın harflerle yazacağız hehe :D
YanıtlaSilEllerine sağlık, sanırım izotope-ozone firmasının yayınladığı pdf. dosyasının çevirisi.. Devamı da gelirse süper olur..
YanıtlaSilYazının girişinde zaten linki vermişsin ben görmemişim...
YanıtlaSilne demek bir faydası oluyorsa ne mutlu bana :) devamı geldi 2. kısmı yükledim. daha da devam edecek diye umuyorum.
YanıtlaSilellerinize saglik. emegi gecen herkese tesekurler
YanıtlaSiltebrikler, ve teşekkürler..
YanıtlaSil